gözüktüğünün zıddıdır''.
Delilik dünyadan el etek çekmedir, delilik kendini Tanrının
meçhul iradesine terk etmektir, delilik sonu bilinmeyeni aramadır.
Tanrıya doğru ilerleyen insan deliliğe her zamankinden daha fazla
maruz kalmaktadır ve Tanrısal lütfün onu sonunda ittiği hakikat limanı, aslında
onun için bir meczupluk uçurumundan başka nedir ki?
Işıltılarını algılamak mümkün olduğunda, Tanrının bilgeliği
uzun zaman örtülü kalmış bir akıl değil de, dibi olmayan bir derinliktir.
Delilik bir bakıma hiçbir şey değildir: varlığı elinde tek
başına tutan yüce aklın karşısında insanların deliliği hiçbir şey değildir.